Erman Abiyi Anmak

ermanabi

Fotoğraf: A. Gökhan Karabolat – Fotoğraftakiler: Elif ve Erman Abi

Yaklaşık 3,5 ay önce Yazmak ve Yazmamak adlı bir yazı yayınlamış, bir seneyi aşkın bir süredir sağlık sorunları yaşayan Erman abiden bahsetmiştim. O yazıdan tam bir hafta sonra, bir Perşembe günü, Erman abiyi kaybettik. Doğuma bir haftam kalmıştı. Riskli olabileceğinden, Gökhan ve benim için çok önemli olan Erman abinin Tekirdağ’da gerçekleşen cenazesine malesef gidemedik.

Bundan dört yıl önce, tek başıma, kuzenim Sevil’in yaşadığı Kaş’a tatil için gelmiştim. Geldiğimin ertesi günü Hidayetin Koyu’nda denize giriyoruz. Sevil ve eşi Cihan; “Elif bizim burda birlikte olmayı çok sevdiğimiz bir çift var. Gittiğimiz fotoğraf kursunda tanıştık. Yaşça bizden büyükler ama çok renkli, hoş sohbet insanlar. Biz bu koya onlarla birlikte geliyoruz. Senin de vakit geçirmekten keyif alacağını düşünüyoruz. Senin için bir mahsuru yoksa onlara  geldiğimizi haber verelim. Tanıyınca sen de seversin diye düşünüyoruz.” dediler. O gün Hidayet’in Koyu’nda tanıştığım çift Erman abi ve Serap ablaydı.

Sevil ve Cihan haklıydı. Onları tanır tanımaz sevmiştim. Çok güzel enerjileri vardı. O günden sonra tatilimin neredeyse her gününü onlarla birlikte geçirdim. Gündüzleri çoğunlukla Hidayet’in Koyu’nda denize giriyor, gece olunca Noel Baba Cafe’de buluşuyorduk. Bir gün beraber, benim için özel bir yeri olan, Myra’daki Noel Baba Kilisesi’ne gittik. Başka bir gün, Erman abi sayesinde, yamaç paraşütü yapanların atladıkları yerden fotoğrafını çekme şansım oldu. Her anı dolu dolu geçen bir tatildi. Yine onlarla birlikte çıktığımız tekneyle Kaş’ın en güzel koylarında yüzmüş, Erman abinin rehberliğinde en güzel tepelerden Kaş’ı fotoğraflamıştım.

Ayrılacağım gün yine birlikte Noel Baba’da oturuyoruz. Erman abiye, çok güzel bir tatil geçirdiğimi ve onları tanımaktan çok mutlu olduğumu söyledim. O da bana, kendilerinin de beni tanıdıkları için mutlu olduklarını ve Kaş’a tekrar gelmemi söyledi. Ama bir şartı vardı: “Kaş’a bir daha yalnız gelmeyeceksin. En kısa zamanda kendine bir aşık bulacaksın,” dedi.

Erman abinin kastettiği kişi Kaş’ta tanıştığım Gökhan değildi belki ama kısmen dediği gibi oldu. Kaş’a bir daha yalnız gelmedim. Gökhan’a aşık oldum ve bir yıl içinde onunla hayatımı birleştirerek Kaş’a yerleştim. O günden sonra da bu çiftin bizim hayatımızda apayrı bir yeri oldu.

Erman abi yüreği sevgi dolu bir insandı. Üstelik kocaman kalbi herkese açıktı. Bugüne kadar çok fazla iyi insan tanıdım ama onun kadar eğlencelisini, onun kadar bilgilisini, onun kadar görgülüsünü, onun kadar espirilisini tanımadım. Bir insanın taşıyabileceği bütün meziyetleri içinde barındırıyordu. Kıvrak bir zekası vardı. Bilgili olmanın ötesinde bilge biriydi. Kusurum ya da bir eksiğimi fark ettiğinde; gönlümü kırmadan, ruhumu incitmeden, yüzümü kızartmadan, gayet usturuplu bir şekilde bunu dile getirirdi. Hiç alınmaz tam tersine özellikle incelik ve öğreti dolu bu davranışına hayranlık duyardım. Yol gösterici bir kişilikti.

Bugün onun doğum günü. Kaş Fotoğraf Dostları, Kaş Kültür Evi’nde kendisini anma töreni düzenledi. Çok güzel duygu yüklü bir tören oldu. Önce Erman abinin çektiği fotoğrafları, sonra da Erman abinin içinde yer alan kendi fotoğraflarını izledik. Onu sevenler konuşabildiğince ondan bahsetti. Ardından Serap ablanın organize ettiği bir kokteyl gerçekleşti. Kızı Ayşe, duvarları Erman Tuna fotoğraflarıyla dolu odada, Erman abinin çektiği fotoğraflardan herkese birer tane hediye etti. Onun hakkında ne söylesem hep biraz eksik kalacak. Onu tanımış olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum.

Yazar olduğumu söylediğimde insanlar bana genelde; “sana hayatımı anlatsam roman olur,” der. Erman abi hiç böyle bir şey söylemedi ama ben ne zaman onun hayatıyla ilgili hikayeler dinlesem yeni bir kitap okumuş gibi hissederdim.

Erman abi gittiğinden beri Kaş çok değişti. Ne o çok sevdiğimiz Hidayetin Koyu eskisi gibi kaldı, ne de her gün masasında çoğalarak oturduğumuz Noel Baba Cafe. Şimdi de Erman abinin geri kalan yaşamını yaşamayı planladığı Pınarbaşı köyüne havaalanı yapılacağını söylüyorlar.

Erman abi Likya bölgesinde yer alan Kaş’ı çok severdi. Bu değişiklikleri görseydi çok üzülürdü.

Likya “Işık Ülkesi” anlamına gelir. Bugün ışık ülkesinde, ışık dolu bir insanı andık. Gönlümdeki yeri cennettir, dilerim ahiretteki yeri de cennet olsun.

İyiki doğdun Erman abi. Seni çok seviyorum.