Venüs – Mars sana inanmıyorummm. Bulmuşsun!!!
Mars – Neyi hayatım?
Venüs – Tokamı.
Mars – Tokanı mı? Ciddi olamazsın. Sen şimdi gerçekten buna mı sevindin bu kadar?
Venüs – Evet, çünkü İtalya’dan aldığım tokayı, aylardır nerede aradıysam bulamadım biliyorsun. Belfast’ta yenisini alarak bana sürpriz mi yapmak istedin?
Mars – Yoo. Yeni toka filan almadım. Buraya getirdiğim ceketimin cebinden çıktı. Ben de arıyordun diye yatağın üstüne koydum.
Venüs – Yaa, sahi mi? Hmm. Anladım. Bu toka tamamen tesadüfen burada yani.
Mars – Evet dedim ya, az önce toplantıya gitmek için hazırlanırken elimi cebime bir attım, baktım senin tokan. İtalya’daki toplantı zamanlarından bende kalmış olmalı. Saçını ben açtıysam herhalde. 🙂
Venüs – Peki öyleyse. 🙂
Mars – Bu toka senin için niye bu kadar önemli Venüs? En sevdiğin rengin sarı olduğunu biliyorum ama alt tarafı bir lastik parçası. Alınma ama senin saçın zaten sarı ya, sana pek de yakışmıyor bence.
Venüs – Öyle deme çok rahat bir toka. Aynı şimdi yaptığım gibi ne sıkı ne bol olmadan tüm saçlarımı toplayabiliyorum.
Mars – Tamam istediğini tak da tekrar kaybolursa üzülme diye diyorum. Yalnız saçını toplayınca şu an öyle güzel göründün ki gözüme. Gel buraya öpücem seni.
Venüs – Maaarsss…
Mars – Utandığında yüzünün kızarmasına bayılıyorum biliyor musun?
Venüs – Hadii Mars benimle oynamayı bırak artık, çıkalım bak geç kalacağız. Daha 20 dakikalık yürüyüş yolumuz var. Ayrıca lütfen bir daha tokalarıma lastik deme.
Lastik
Mars – Lastikten konu açılmışken, bu sabah internette araba lastiklerini araştırıyordum. Neyi fark ettim biliyor musun?
Venüs – Bana gene arabalardan bahsetmeyeceksin umarım Mars. Kafam basmıyor bu motor, lastik işlerine inan ki. Çok sıkıcı konular.
Mars – Yok yok tam senin gibi detayları seven biri için bence faydalı bilgiler anlatacağım. Hayata dair eminim çok güzel bağlantılar kuracaksın. Hatta bunu nasıl da daha önce düşünemedim diye hayıflanacaksın. Ve belki genç yaşta lastik patladığı için kontrolden çıkan, Elif’in içinde bulunduğu arabanın yaptığı kazadan sonra Elif’in araba kullanma korkusunu da üstünden atmasına faydamız dokunabilir.
Venüs – Ne alaka?
Mars – Elif evde hamam böceği çıktığında onlara dair her şeyi araştırmıştı hatırlıyor musun? Hamam böceklerinin insandan zaten köşe bucak kaçtığını öğrenmesi ne kadar işine yaramıştı. O gece rahat bir şekilde uyuyabilmişti.
Venüs – Dikkatle seni dinliyorum Mars.
Mars ve Venüs Belfast’ta
Mars – Venüssss soluna dikkat et.
Venüs – Hay Allah daha alışamadım arabaların ters şeritten gitmesine. Her zaman yaptığımızın aksi yönünde hareket etmek çok tuhaf geliyor hâlâ.
Mars – Belfast’ta olduğumuz süre boyunca karşıdan karşıya geçerken dikkatli ol o yüzden lütfen. Neyse, nerde kalmıştık?
Venüs – Lastik diyordun.
Mars – Biliyorsun lastik, bir yerden bir yere gitmek için kullandığın aracın zeminle temas noktasıdır aynı zamanda.
Venüs – Evet.
Mars – Silindir biçimindeki lastiğin bu temas noktası sadece birkaç santimetre kare kadardır. Lastik, çeşitli işlevlerini toplam varlığının içindeki sadece bu kadar küçük bir alanda yerine getirir.
Venüs – İlginç gelmeye başladı gerçekten. Nereye varacaksın çok merak ettim.
Mars – Lastiğin en önemli işlevleri nedir peki sence?
Venüs – Aracın tüm yükünü taşır. Aynı zamanda onun hareket etmesini sağlar.
Mars – Yani kalkma ve durma esnasında ortaya çıkan yüke dayanıklılık gösterir. Bunlar taşıma işlevi. Bir de aktarma özelliği var. Lastiğin kendinde motor yoktur ama fren yaparken, hız alırken, viraj dönerken motorun gereken gücünü araca lastik aktarır. Ayrıca her türlü yol şartlarında ve tüm iklim koşullarında emniyetli olma özelliği vardır, öyle değil mi?
Venüs – Doğru evet tabii ki.
Mars – Günümüzde çok güzel sağlam ve kaliteli lastikler üretiyorlar. Yine de bir lastiğin uzun ömürlü olması için onun performansını en üst düzeyde tutacak şekilde dikkat etmek lazım. İşte burada lastiğin basıncı çok önemli. Basıncı düşen lastiğin uygun seviyeye getirilerek şişirilmesi lazım. Hele ki bayram dönemleri gibi uzun yolculuklara çıkılacaksa, önceden lastik basıncı mutlaka kontrol edilmeli.
Venüs – İyi de lastiklerin ara ara şişirilmesi ya da havasının alınması gerektiğini herkes bilir. Elif bile biliyor bunu.
Mars – Evet ama neden şişirilmesi gerektiğini gerçekten biliyor mu?
Venüs – Bilmem. Bilmiyor galiba. Neden şişirilmesi gerekiyor?
DENGE
Mars – Yeterince şişirilmemiş lastiklere normalden daha fazla yük biner. Lastiğin karkası; yani aracın yer ile temasını sağlayan parçası, olması gerektiğinden daha fazla yorulur, karşılaşacağı darbelere karşı hassaslaşır, lastiklerin ısısı normalden fazla ısınır. Bütün bunlar telafi edilemez bir aşınmaya neden olduğundan lastiğin aniden patlamasına sebebiyet verebilir. Kafan karışmasın diye stepne, sübap, rot konularına girmiyorum şimdilik.
Venüs – Nasıl yani Mars? Şaka gibisin valla. Biz şimdi kırk yılın başı Elif’in sayesinde görev için Belfast gibi bir yere geldik. Üstelik aylardır bizi bir araya getirmediği için görüşememişiz. Boş zamanlarımızda baş başa romantik vakit geçireceğimiz güzel bir yer bulmak yerine, sen oturup bunları mı araştırdın Allah aşkına?
Mars – Ama Venüs, bunu duymaya ihtiyacın olduğunu düşünmüştüm. Keşke sadece kafana toka taksan da bütün bunlara gerek kalmasa. Aslında ne demek istediğimi bir anlamaya çalışsan eminim…
Venüs – Ben senin ne demek istediğini anlıyorum. Bunu neden yaptığını da. Basıncın önemini anlatmaya çalışıyorsun. Vücudunda değişen ani bir basınç değişikliği yüzünden, Elif’in göz kapağı durup dururken birden morardığında ben her şeyi anlamıştım zaten. İkili ilişkiler olsun her türlü ilişkide, hele ki ekip çalışmalarında; duygusal basıncın dengeli ilişkiler için ne kadar önemli olduğunu vurgulamak istiyorsun. Sağlıklı yol almak için tüm lastiklerin doğru basınçta olması gerek kesinlikle. Yoksa lastiklerden biri aniden patlayabilir ve şoför istenmeyen sonuçlarla uğraşmak zorunda kalabilir.
Mars – Evet aşkım tam olarak bunu söylemeye çalışıyorum.
Venüs – Olan olduktan sonra elbette yapılacak bir şey yok. Büyük kazalardan korunmak için önceden önlem alınmalı. Aslında çok güzel bir örnek bulmuşsun. Haklısın tam benlikmiş. Bu vesile ile Belfast’tan bir bayram mesajı gönderelim mi Türkiye’ye?
“Duygusal anlamda kimse kendine ya da başkalarına fazla yüklenmesin. Herkes kalbinin ayarlarını kontrol etsin, doğru basınca getirsin ve yoluna devam etsin.”
Mars – Nihayet yüzün güldü Venüs. Bazen söylediklerime öyle tepkiler veriyorsun ki, beni hiç anlamadığını sanıyorum.
Venüs – Senin beni sevdiğini, kendine göre gösterme biçimini günün sonunda bir şekilde anlıyorum Mars. O an bir kör gibi davransam da sonradan gerçeği görüyorum. Sen benim en çok ihtiyacım olduğu zamanda güvenip aradığım kişisin. Biz birbirimizi hiçbir zaman yargılamayan, her zaman anlamaya çalışan iki dostuz her şeyden önce. Arada bağlantımız kopsa da bağımız kopmadıysa buna borçluyuz. Kabul etmem lazım kafa yapın bana hiç uymuyor. Birbirimizden öyle farklıyız ki. Hikayenin sonu ne olursa olsun şunu iyi bil; zaman zaman anlamasam da ve atarlansam da, seni tam olarak böyle biri olduğun için seviyorum. Sen benim için çok özelsin.
Mars – Canım Venüs’üm benim. Ne güzel şeyler söyledin. Hadi gene dayanamadım biraz çıtlatacağım. Toplantıdan sonra güzel bir sürprizim var Belfast’ta sana. Sanki baş başa kalacağımız zamanları ben de düşünmüyor muyum sanıyorsun? Sadece biraz sabırlı olmayı öğrenmen gerekiyor hayatım. Her şey çok güzel olacak merak etme. Sadece sabır Venüs, sadece biraz sabır…
V️enüs – Sen bir tanesin Mars… Kalp kalp kalp…
Didem Elif
Not: Toplantı için Belfast’a gelmişken, buradaki Botanic Garden’a zaman ayırmak istedim. 6 gün boyunca bir türlü buna fırsat yaratamadım. Belfast’ta hava epeyce geç karardığı için, son günümün akşamı saat sekiz gibi bu park alanına gitmeye karar verdim. Çok yorgun olmama rağmen aklımda kalsın istemedim. Her zaman içimdeki sesi dinleyen inatçı biriyimdir. Lalelerle, güllerle, renk renk çiçeklerle donatılmış Göztepe Parkı gibi bir park bekliyordum açıkçası. Parkın içinde tek başıma yürürken bu anlamda hayal kırıklığı yaşadığımı söylemem lazım. “Git odanda yat dinlen yarın yola çıkacaksın,” diye kendime söylenmeye başlayacaktım ki; parkın diğer kapısının orada, parçalanmış araba lastiklerinden yapılma aşağıda fotoğrafını paylaştığım ağaç enstalasyonuna rastladım. Kafamın içinde sürekli araba lastiğini düşünürken karşılaştığım bu sanat eseri bir tesadüfün dik alası değil de nedir? Ama şu kısmı içime su serpti. Hiç de romantik ve estetik olmayan araba lastiğini, eserine malzeme yapan tek deli ben değilim demek ki…. 🙂
Edebiyatla kalın…
Sevgilerimle,
Elif’cim şahane bir diyalog olmuş 👌Araba lastiği ile insan arasında kurduğun bağ çok akıllıca gerçekten, kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi👏👏👏
İnsan da gerçekten dengesini korumak için gerekli hissettiği zamanlarda içindeki ona faydası olmayan boş duyguları, düşünceleri atabilse keşke… Ama tabi lastikteki havayı alan da insan 🙃
Ben hep diyorum, böyle duygu emen bir makine olsa, ne güzel olurdu.
Feelings Vacuum Cleaner😂
Aslında Reiki yapanlar energy cleaning yapıyorlar feelings vacuum cleaner da iyi fikirmiş. Böyle bir makina güzel bir öykü konusu olurmuş Beril. 😉
Teşekkür ederim canım yorumun için…