Beklemek

Mars ve Venüs teknenin güvertesinde oturmuş, ellerinde şarap kadehleriyle güneşin keyfini çıkartmaktadır.

Venüs – Şu havanın güzelliğine bak Mars. Ne harika değil mi? Güneş iliklerime kadar işledi.

Mars – Tabi kış geldi ya Elif yaz havası anlatmasa olmaz. Kesin bir yerleri şişer sonra. Fark ettin değil mi? Kadın ters köşe delisi resmen. Bu konuda yapacağımız bir şey yok ne yapalım. Onun elinde kaderimiz. Mecbur boyun eğiyoruz.

Venüs – Canım ne güzel bir ortamdayız. Teknede, açık havada… Ohh valla miss… Ayy çok iyi geldi.

Mars ayağa kalkıp toparlanır.

Mars – Ben birazdan geliyorum hayatım.

Yalnız kalan Venüs yanı başında duran kitabını eline alıp okumaya başlar. Çok geçmeden panik içinde Mars geri gelir.

Mars – Ba–baaa– ba—tıyoruz.

Venüs – Sakin anlatır mısın? Ne dediğini anlamadım.

Mars – Batıyoruz Venüs! Bir an önce tekneyi terk etmemiz lazım.

Venüs – Batıyor muyuz? Ciddi olamazsın. Kaptanın yanına gidelim hemen. Bakalım o ne diyor bu işe?

Mars – Kaptan yerinde yok ki. Çoktan tekneyi terk etmiş olmalı.

Venüs – Olur mu hiç öyle şey? Bize niye haber vermeden ayrılsın? Dur ben gidip bir bakacağım.

Venüs teknenin her tarafında kaptanı arar. Hiç bir yerde bulamaz ve teknenin su aldığını bizzat görünce Mars kadar telaşlanır.

Venüs – Haklısın batıyoruz. Ne yapacağız?

Mars – Canım ne yapacağız? Tabi ki atlayıp karşı kıyıya yüzeceğiz.

Venüs – Hangi karşı kıyıya?

Mars – Bak işte orda. Uzak da olsa görünüyor karşı kıyı.

Venüs – Sen delirdin galiba. Orası ne kadar uzak haberin var mı? Ben hayatta oraya kadar yüzemem.

Mars – Yüzersin niye yüzemeyecekmişsin.

Venüs – Öyle bir söylüyorsun ki. Sanki İstanbul’da karşı yakaya geçiyoruz. O kadar basit mi? Ben kendimi biliyorum Mars yapamam. O kadar uzun süre yüzemem ben yorulurum.

Mars – Yüzdün ki? Karşı kıyıya geçtik hatırlasana.

Venüs – Nasıl yani?

Mars – Kendimizi teknede bulunca ilk başta sanmıştım ki evlendiğimizi anlatan geçen bölümün sonrasında tekneyle balayına çıktık. Ama yok durum öyle değil. Belli ki Elif yazmadığı o aradaki bölümü yazıyor. Suya nasıl düştüğümüzü anlatıyor.

Venüs – Sahi mi?

Mars – Evet. Kaş’tan Fethiye’ye doğru kaptanlı bir teknede geziye çıkmıştık. Bir şekilde bir sorun çıktı ve tekne su almaya başladı. Kaptan da ortadan kayboldu. Bundan sonrası için başımızın çaresine bakacağız anlayacağın.

Venüs – Aaa doğru. İleri geri anlatımlarla bunu yapacaktı. Çok haklısın. Nasıl da unuttum o kısmı ben. Hikaye böyle gelişti demek ki.

Mars – Evet Venüs. O yüzden hemen şimdi atlayacaksın ve birlikte karşı kıyıya yüzeceğiz.

Venüs – Ama çok korkuyorum ya yapamazsam, ya tamamlayamazsam bu yolculuğu…

Mars – Canım sonunu biliyoruz işte. O bölümleri yazdı ya Elif. Karşı kıyıya ulaşacağız ve sonra yeni karakterlerle tanışacağız, en sonunda da evleneceğiz. Üstelik yeryüzündeki ruh eşi düğünü yapan ilk çift olacağız. Bunu herkes öğrense ne kadar meşhur oluruz bir düşünsene. 🙂 Bal gibi de yapacaksın yani Venüs. Hadi atla.

Venüs – Seni ruh eşim yapacağım diye kız kandıranı da ilk kez görüyorum Mars. 🙂

Mars – :)))

Venüs – Başaracağım o zaman değil mi?

Mars – Bak hala nelerle oyalanıyor. Hadi ama Venüs. Seni bekliyorum.

Venüs – Öyleyse hemen yanıma birkaç parça şey alayım. Karşı kıyıda ihtiyacımız olacaktır.

Mars – Dur ben de bir tuvalete gideyim o arada.

Venüs – Bana nelerle oyalanıyor diyene bak. Tekne batıyor ve sen şu an tuvalete mi gideceksin?

Mars – Sıkıştım ne yapayım? Demin de tuvalete gitmek için kalkmıştım ki zaten.

Venüs – Dert ettiğin şeye bak. Yüzerken denize yaparsın canım.

Mars – Hiç olur mu Venüs? Elif’e yakışır mı öyle bir diyalog yazmak. Lütfen ama. Ayrıca eski bölümlerden hatırlarsan, senin yüzmemiz boyunca dry bag taşıdığını fark etmemem gerekiyor. E ne ara hazırlayacaksın? Ben tuvaletteyken tabi ki. Hazırladığın çantayı sırtına takıp ben gelmeden suya atlayacaksın ki ben görmemiş olacağım.

Venüs – Aaaa doğru. Tamam tamam hadi çabuk ol.

Mars kamaraya girer. Venüs aceleyle ihtiyacı olacağını düşündüğü bir kaç parça eşyayı dry bag’a koyup, çantasını sırtına takar. Kısa bir süre endişeyle karşı kıyıya bakar. Sonra gözlerini kapatıp elini kalbine koyarak kendini suya atar. Dalgalarla uyum sağlayarak suyun içinde sevdiği adamı beklemeye başlar.

Didem Elif

Business photo created by wayhomestudio – www.freepik.com

Facebook
Twitter
Instagram