Venüs’ün giyeceği gelinlik nihayet gelmiştir. Mars, Patara’dan elbiseyi getiren Noel Hoca’nın arkadaşına teşekkür edip doğruca kuaför salonuna gider. Gelinliği çalışanlara verir ve dışarıda beklemeye başlar. Başta ona söylendiği gibi üzerinden dört saat geçmiş olmasına rağmen Venüs’ün hazır olması çok uzun sürer. Nikah memuru da Noel Baba Kilisesi’ne gelmiştir. Çiftler ortalıkta görünmeyince oldukça merak eden Noel Hoca kuaför salonuna gider. Kapının önünde Mars’ın tek başına beklemekte olduğunu görür.
Noel Hoca – İnanmıyorum. Venüs hala hazır değil mi?
Mars – Bir türlü çıkmadı. Anlamıyorum ki bunca zamandır içeride ne yapıyorlar. Bir girip bakayım dedim. Almadılar. Tam hazır olmadan gelini görürsem uğursuzluk getirirmiş. Olacak şey değil! Yaşadığımız şu saçmalığa bakar mısın? Çaresizlik içinde beklemekten başka hiçbir şey yapamıyorum. Beynim durdu. Kitlendim kaldım burada resmen. Bir de bir dünya para ödedim ki aklın şaşar. Bu devirde evlenmek akıllara ziyan valla.
Noel Hoca – Canım içeri gir bak sen de. Uğursuzluk getirirmiş de ne demek.
Mars – Aman yok. Sonra başımıza kötü şeyler gelir filan. İstemem.
Noel Hoca – Uğursuzluk diye bir şey yok biliyorsun değil mi?
Mars – Nasıl yok? Niye öyle diyorlar bana o zaman?
Noel Hoca – Saçma sapan batıl inançlar işte. Oysa islamiyette uğursuzluk inancı yoktur. Hatta insanların yaşadığı kötü olayların her zaman hayra yorulması konusunda peygamberin hadisleri var. Müslüman olan bir ülkede nasıl oluyor da hala böyle şeylere inanıyorlar anlamak güç. İnsanın başına ne gelirse gelsin, korku ve endişe duygusundan sıyrılıp yaşanan olayla ilgili her zaman soğuk kanlı bir şekilde o an yapılması gerekene odaklanılmalıdır.
Mars – Ay Noel Hoca din dersine başlama şimdi de ne olursun. Anladık hocalık yapmayı pek seviyorsun ama inan bana şu an hiç zamanı değil. Ayrıca senden saatlerce felsefe dinleyebilirim onda sıkıntı yok da din dersi vermene tahammül edebileceğimi hiç sanmıyorum. Ben hiç sevmem bu konuları.
Noel Hoca – :)) Peki. Sen uğursuzluk olmasın diye burada beklemeye devam et o zaman. Ben Noel Baba kilisesine geri dönüyorum. Nikah memuru geldi. Haber vereyim dedim.
Mars – Davetliler geldi mi?
Noel Hoca – Davetliler derken?
Mars – Hani sevdiğin kızı çağıracaktın ya.
Noel Hoca – Ha o mu? Gelmeye çalışacağını söyledi ama henüz gelmedi malesef. Ben de senin gibi bekliyorum anlayacağın. 🙂
Noel Hoca Mars’ın yanından ayrılır. Kısa bir süre sonra Venüs ile Del4 kuaför kapısından çıkarlar. Mars Venüs’ü görünce çok heyecanlanır.
Mars – Tanrım Venüs ne kadar güzel görünüyorsun. Diktiğim elbise sana ne kadar da yakışmış.
Venüs – Sahi mi? Gerçekten mi? Ben kendimi hiç beğenmedim valla. Bu kadar uzun sürdüğü için özür dilerim. Bir türlü ayarlanamadım. Yalnız neden ayakkabıyı topuklu aldın. Bunlarla yürümek çok zor. Üstelik altı sürekli kayıyor. Baksana ayakta bile duramıyorum.
Mars – Topuklu ayakkabı seksi durur diye düşündüm. Arada giysen hiç fena olmaz yani. Hem nereden bileyim ayakkabının kayacağını canım. Sanki deneyerek mi aldım?
Venüs – :))))
Del4 – Valla ben ayakkabı seçimine bayıldım. Gerçekten çok seksi duruyor Mars. Yalnız Venüs haklı. Ayakkabıyı çok beğenince bende nasıl duracak bir deneyeyim dedim. Artık giyinme odasındaki halıdan mı bilmem ayaklarım sürekli kaydı. Venüs’ü Noel Baba kilisesine kadar kucağında taşıman gerekecek gibi. Topuklu ayakkabılarla kucağa alma sahnesini eminim başka türlü hayal etmiştin ama yapacak bir şey yok artık.
Mars’ın yüzü kızarır. Venüs’ü hiç düşünmeden kucağına alır ve sadece onun duyacağı şekilde kulağına fısıldar.
Mars – Bu kadınla ancak alışverişe ve kuaföre gitmene izin veriyorum. Onun dışında sokağa çıkman yasak. 🙂
Venüs – Hahaha. Gerçekten beni kucağında mı taşıyacaksın? Ay çok eğlenceli.
Mars – Bir de bana sor. Bu Elif’in kesin erkeklerle sorunu var. Kesin! Yalnız kalmış olmasına hiç şaşmamalı.
Del4 & Venüs – :))))))
Mars Venüs’ü düğünün gerçekleşeceği Noel Baba kilisesine kadar kucağında taşımak zorunda kalır. Çok yorulmuştur. Onları bu halde gören Noel Hoca şaşırır.
Noel Hoca – Off. Yine mi adet uygulatıyorlar sana. Kızlar, gelini kucağında taşıma adeti düğünden önce değil, yer altında yaşayan kötü ruhlar içeri girmesin diye düğünden sonra birlikte yaşanılacak eve girerken yapılır. Boş yere perişan ediyorsunuz adamı.
Del4 – Ne adeti canım. Kızın ayağı kayıyor. Buraya kadar saçından sürükleyerek mi getirseydi yani?
Noel Hoca – Valla mağaralarda yaşanıldığı dönemde atalarımız öyle yaparmış. 🙂
Del4 – Biliyor musun Noel Hoca. Senin bu sivri zekana bayılıyorum. Ahh şu an senin yaşlarında olacaktım var yaaa…
Noel Hoca kızarır. Mars Venüs’e yaklaşıp kulağına fısıldar.
Noel Hoca – Kuaför ve alışveriş dışında bir yere gidemezsin. Çok ciddiyim.
Venüs – :))))
Del4 – Sen de ne habire fısıldaşıyorsun canım. Ayıp oluyor ama. Zaten Venüs yürümediği için ayakkabının altına yazdığım ismim silinmeyecek diye canım çok sıkkın.
Mars – Senin de dert ettiğin şeye bak. Esas Venüs’ü taşırken belim çok ağrıdı. Sanırım düğünden sonra birkaç gün yatmam gerekecek.
Del4 – Nasıl yani? Venüs’ü balayına götürmeyecek misin?
Mars – Balayı mı? Biz tüm okuyucuların huzurunda çıktık ki balayına. Aya götürdüm ya Venüs’ü. Geçmiş bölümleri unuttun mu?
Del4 – Öyle balayı mı olur? Okuyucular her satırını okuyorsa ne anladım ben o balayından. Sadece ikinizin başbaşa olacağı kimsenin sizi rahatsız etmeyeceği bir yere gitmeniz lazım. Özel bir yere.
Mars – İyi ki bir evlenelim dedim. Bu düğün işine ne kadar çok karışılıyor Allah aşkına. “Düğün olur iki kişiye, kaygısı düşer deli komşuya,” diye boşuna dememişler demek ki.
Venüs – Del4 doğru söylüyor. Gerçekten başbaşa bir yere gitsek ne güzel olur Mars. Şöyle bir kaç gün.
Mars – Sen ciddi misin?
Venüs – Evet. Neden olmasın! Meğer evlenmek ne sıkıntılı bir şeymiş. Şu an düşününce, balayına çıkma fikri bile yüreğime su serpti inan ki.
Del4 – Bunlar gene güzel sıkıntılar. Dua edin de boşanma noktasına gelmeyin. O süreç çok daha sıkıntılı.
Mars – İyi de nereye gideceğiz?
Noel Hoca – Önce şu düğün olayını halledelim bunu sonra konuşursunuz. Nikah memuru bir saattir sizi bekliyor. Hadi gelin benimle.
Venüs ve Mars aynı anda nikah memurunun olduğu yöne bakarlar. Gördükleri kişi karşısında çok şaşırırlar.
Didem Elif
Not: Ülkemizin en güzel yerleri, canlılarımız, doğamız, CANIMIZ günlerdir cayır cayır yanıyor. Kimimiz sahada kimimiz ekran başında dehşet içinde buna seyirci kalıyoruz. Elimden hayal üretmekten daha fazlası gelmiyor. Elbet bitecek bu felaket. Elbet bunun da sonu gelecek. Yüreğime su serpecek tek bir düşünce var şu an. Her şey bittiğinde kaldığımız yerden yeniden başlayacağız.
Sevgilerimle