Yuva

Mars – Vavvv Venüs, yani var yaa, bu seferki çok acayipti. Allahım sana geliyorum, dedirttin bana resmen.

Venüs – 🙈 Abartma istersen Mars.

Mars – Gerçekten! Tanrım seni nasıl da özlemişim. Şunun şurasında birkaç hafta dokunamadım sana ama inan sanki yıllar geçmiş gibi geldi Venüs.

Venüs – Evet aynı evin içinde zorunlu olarak geçirdiğimiz bu uzak mesafeli yaşam bana da çok uzun geldi Mars. Allah Elif’in dünyasındakilere kolaylık versin valla. Çok zor şey sevdiklerinle kucaklaşamamak.

Mars – Neyse ki sonunda sana kavuştum. Ben daha hayattan ne isterim?

Venüs – Canım benim. ❤️

Mars Venüs’ü yanağından sıcacık öpüp duşa girer. Venüs bilgisayarın başına oturur. Bir süre sonra Mars odaya geri döner.

Mars – Ne yapıyorsun hayatım?

Venüs – Haritaya bakıyordum.

Mars – Sahi mi? Gene nerelere gittin bakayım?

Venüs – Türkiye’yi inceliyordum. Ne kadar özel topraklar üzerinde kurulu. Bu anlamda ne kadar zengin bir ülke olduğunu düşünüyordum. Ayrıca insanın Japonya’da oturduğu yerden, bir saniye içinde dünyanın öbür ucunu sokak sokak görebiliyor olması bence muhteşem bir şey.

Mars – Evet teknoloji mucizevi bir şekilde ne kadar gelişti değil mi?

Venüs elini ekrana götürüp görüntüyü parmaklarıyla büyütür.

Venüs – Demek sen bu sokaklarda bisiklete biniyordun. 😍

Mars heyecanla ekrana doğru eğilir.

Mars – Bakayım. Aha evet! İşte bak tam şuralarda geziyordum.

Venüs – 😍

Mars – Gözlerimin içine öyle kalpli gözlerle uzun uzun bakarak gülümseme Venüs, çok fena oluyorum. 😊

Venüs – Biliyor musun Mars? Bunu ben bilerek yapmıyorum.

Mars – Nasıl yani?

Venüs – Garip bir şey oluyor. Anlatması çok güç. Bazen söylediğin bir cümle karşısında kalbimde tarif edemeyeceğim değişik bir duygu oluyor. Bir anlığına sevgiyle bakmak için bakışlarımı sana çeviriyorum ve sanki gözlerin beni içine alıyor. Orada resmen kitlenip kalıyorum. Bu daha önce hiç başıma gelmemişti.

Mars – Sahi mi? Doğru mu bu?

Venüs – Evet tabi ki doğru. İnsan hissettiği şeyi bilmez mi? Sana gülümsediğim gibi bir başkasına gülümsemedim ben.

Mars Venüs’e sıkıca sarılır. Ardından dudak dudağa uzun uzun öpüşürler.

Venüs – Hey hadi ama üstünü giyin artık. Bu arada ben de sana içeriden bir şey getireceğim.

Mars – Öyle mi? Ne getireceksin?

Venüs – Bekle, birazdan geliyorum.

Venüs odadan çıkar. Mars üstünü değiştirip bilgisayarın başına oturur. Ekrana Venüs’ün açık bıraktığı harita gelir. Mars o an sanki ışınlanmış gibi, bisikletle gezdiği İstanbul sokaklarına gider. Yüzünde tatlı bir gülümseme vardır. Venüs’ün elinde bir kutuyla odaya girmesiyle şu ana geri döner.

Venüs – İşte al, bu senin.

Mars – Bir ayakkabı kutusu mu? Yoksa bana ayakkabı mı aldın?

Venüs – Hayır pek sayılmaz.

Mars – Ayakkabı yoksa ne var peki içinde?

Venüs – Hadi ama Mars. Zaten hediye vermekten çok utanıyorum. İşimi daha da zorlaştırma. Aç da kendin gör hadi.

Mars kutuyu açar. Şaşırmış gözlerle Venüs’e bakmaktadır.

Mars – Bir flash disk ve bir not defteri mi?

Venüs – Aslında bir mp3 çalar gibi de düşünebilirsin. Bunun içine, yalnız geçirdiğim gecelerde dinlediğim müzikleri koydum. Bu da benim günlüğüm.

Mars – Bir günlüğün olduğunu bilmiyordum.

Venüs – Yoktu zaten. Hayatımda hiç günlük tutmadım ben. Yalnız şu virüs olayı başımıza geldikten sonra, yani seninle odalarımızı ayırınca, içimden gelenleri yazmak istedim. O artık senin.

Mars – İyi ama günlükler kişiye özeldir. Başka kimsenin okumaması gerekir.

Venüs – Evet ama ben bütün bunları senin için yazdım. 😊 Biliyorum çok iyi olmadı. İlk defa duygularımı anlatmaya çalıştım sonuçta. Dilerim sıkılmazsın.

Mars defteri eline alıp en arka sayfasını açar.

Mars – 1996 mı? Defterin sonuna niye böyle bir tarih attın ki? Dur çözmeye çalışayım. Bakayım biz o tarihte neredeydik? Ha tamam dur hatırladım. Elif ailesiyle birlikte gittiği Viyana’ya bizi de götürmüştü. Tanrım ne güzel bir tatildi. Ama günlüğünün sonuna niye bu tarihi attığını hiç anlamadım Venüs.

Venüs – Tanrım Mars. Defterin direk sonuna bakarsan bir şey anlamazsın tabi ki. Niye sonuna bakıyorsun ki? İnsan ilk önce birinci sayfayı açar. Hem o kadar da defterin kapağını süsledim. Sense tamamen kafamdan attığım bir tarihte takılı kaldın. Şaka gibi ama.

Mars – Ne bileyim ben, eskiden kalma bir alışkanlık benimkisi işte.

Mars defterin ilk sayfasını açar.

Mars –Aşk dünyanın en güzel ilacıdır.” İlaç mı? Aşk mı ilaçmış? Valla başından sonuna ilginç bir defter olacağa benziyor Venüs. Umarım “aşk bir sudur, iç iç kudur,” gibi cümleler de kullanmadın içinde. 😉

Venüs – Dalga geçme benimle Mars.

Mars – Dalga geçmiyorum. Takıldım sadece. 😊

Venüs – Ben aslında, koyduğum bu ismi görür görmez ironi yaptığımı hemen anlarsın sanmıştım.

Mars – Sahi mi?

Venüs – Hani geçenlerde okuduğun Amerika’lı bir yazar vardı senin. Roald Dahl. Kancık adlı kitabını çok sevdiğini, yazarın o güne kadar okuduğun kitapları içinde “tam bir baş yapıt” olduğunu anlatmıştın. Genelde kitaplarının ismini pek sevmemene rağmen; yine de bu kitabın adının, yazarın anlatımındaki ironiye uyduğunu söylemiştin. Ben de senden ilham alıp ironi yapmak istedim işte ama anlaşılan beceremedim. 🙂

Mars – A evet o kitabı ve konuştuklarımızı hayal meyal hatırlıyorum. Hatta kitabın içinde oldukça dikkatimi çeken kısa bir hikaye vardı. Yalnız sana bir şey diyeceğim. Kadınların şu detaylı hafızası beni bazen çok korkutuyor Venüs. 😉

Venüs – 🤩 🤩 🤩 Haklısın aslında. Bu gerçekten biraz korkutucu. Umarım hepsini okuduktan sonra da böyle hissetmezsin. Aslında niyetim sana ne kadar aşık olduğumu anlatmaktı. Seninle aynı evin içinde yaşamamıza rağmen, birbirimize dokunamadan geçirdiğimiz bu günlerde ne hissettiğimi paylaşmak istemiştim. Belki güzel anlatamamışımdır. Yazma konusunda pek iyi sayılmam. Ama ne hissettiğimi ifade etmek kalbime çok iyi geldi Mars. Bedenimdeki virüsle uğraştığım şu zorlu günlerde sana olan aşkıma tutunmak, bana gerçekten büyük bir güç verdi.

Mars – Venüs. Canım benim. ❤️ Şu anda alabileceğim en güzel, en anlamlı hediyeydi. Teşekkür ederim.

Venüs – ❤️

Mars – Daha önce hiç böyle bir ayakkabı kutusunda bu tarz bir hediye almamıştım gerçekten.

Venüs – Yaa Mars… 🙈🤩

Mars – Şaka şaka. İnan dalga geçmiyorum. Sadece seni gülümsetmek istemiştim. Gülmek sana o kadar yakışıyor ki. Biliyorum pek romantik biri sayılmam ve böyle zamanlarda ne diyeceğimi bilmediğimden işi çoğu zaman espriye vuruyorum. Ve bazen çok özel bir anı mahvedebiliyorum. Bu ayakkabı kutusundaki her şey için sana tüm kalbimle teşekkür ederim Venüs. 🙏 Çok incesin.

Venüs – Rica ederim Mars. 😍 Aslında ayakkabı kutusu fikrini bana Elif vermişti.

Mars – Buna hiç şaşırmadım Venüs. 😅

Venüs – Bununla ilgili bir tüyo vereyim. Sana olan aşkımı kül kedisi masalına bağlamak istemiştim. O yüzden Elif’in bu fikri ilk duyduğumda benim çok hoşuma gitmişti. 😊

Mars – Küçük prenses seni. 😊

Venüs – 😍

Mars – 😍 Hadi gel o zaman senin şu flash diski bilgisayara takıp beraber bir müzik dinleyelim.

Venüs – Hadi dinleyelim. ❤️

Mars – ❤️

Didem Elif

Facebook
Twitter
Instagram