Kahvenin Kırk Yıllık Hatırı

Gün geçmiyor ki facebook hesabımdaki arkadaş listemde artış olmasın. Yıllardır görüşmediğim akrabalarıma yıllar sonra ulaşabiliyorum. Bir kez tanıştığım, internet olmasa belki ömrümde bir daha karşılaşmayacağım insanların hayatlarını takip ediyorum. Düşünüyorum da aynı oranda sosyalleşiyor muyum diye? Eklediğim insanlarla çoğu zaman tek satır yazışmıyoruz. Yüz yüze buluştuğum insanlar genelde aynı. Hatta onlarla bile eskisine nazaran daha az dışarıda vakit geçiriyoruz. Telefonda konuşmak, arayıp hal hatır sormak lüks oldu. Yine de internet sayesinde haberdarız birbirimizin her yaptığından. Facebook gibi paylaşım sitelerine koyduğumuz fotoğraflar aracılığıyla; kim kiminle, nerede, ne yapıyor biliyoruz. Sevdiklerimizin doğum günlerini hatırlamak için, doğdukları tarihi bilmemiz bile gerekmiyor.

Evdeki bir tane çiçeğe bakamazken, bilgisayarda bir çiftlik kuruyoruz. Aynı havayı solumadığımız hayvanlar yetiştiriyoruz. Meyvesini yemediğimiz ağaçlar büyütüyoruz. Oksijenini solumadığımız ormanlar kuruyoruz. Doğanın, hayvanların hatta insanların enerjilerini birebir hissetmenin anlamını gerçekten yavaş yavaş yitiriyoruz. Kendimize kahve yaptığımızda, sanal ortamda sohbet ettiğimiz kişiye de pişiriyoruz. Böylece sanal kahveler içiyoruz, değişik inçli manzaralar eşliğinde. Ama böylesi içilen kahvelerin pek de hatırı sayılır olduğu söylenemez. Oysa ki, “bir kahvenin kırk yıl hatırı vardır,” derler.

Sohbet etmeyi hayatı paylaşmayı bu kadar severken; günün herhangi bir saatinde sıcak bir cezveden çıkmış kahveyi paylaşmak yerine, soğuk ekranlarda teselli buluyoruz. İnternet başında daha rahat, daha özgür konuşuyoruz, bu bir gerçek. Bizi bu noktaya getiren süreci anlamaya çalışıyorum. Kendimizi yazılı olarak daha iyi ifade ettiğimiz için mi bu yolu tercih ediyoruz? Konuşma cesaretimizi kıran, kendimiz olmayı engelleyen bir çift göz mü yani? Pek sanmıyorum. Geçmişimiz bizi o kadar yormuş, geleceğimiz bizi o kadar korkutmuş ki; bilgisayar başında saatlerce takılı kalarak, bence biz şimdiki ânı yaşamaktan kaçıyoruz. Bu şekilde bir nevi kendimizi korumaya alıyoruz. Ne de olsa internet ortamında arkadaş eklemek ne kadar kolaysa, işimize geldiğinde onu yok saymak da o kadar kolay oluyor.

Son Kulis Haber / 08 Mayıs 2012