Doğru söze ne denir? Haklısın paşam. Ben bir çapulcuyum. Sense feleğin çemberinden geçmişsin. Tam bir insan sarrafısın. Bir görüşte tanırsın adamı. En iyi sen bilirsin elbet çapulcunun ne olduğunu. Çapulcu demek; başkasının malını alıp talan eden, yağmalayan demektir.
Aynı memleketliyiz paşam. Annem babam Rizeli. Ama ben İstanbul’da doğdum paşam, tıpkı senin gibi. Belki farklı olarak ben boğaz çocuğuyum. O yüzden biraz rahat ve şımarık büyümüş olabilirim paşam affet beni.
Ben de şiir severim paşam en az senin kadar. Öyle ki ortaokulda bir dönem, okul panosunu İstanbul şiirleri ile dolduranlardanım. İstanbul benim çocukluğumda çok güzeldi paşam. Biz arkadaşlarla sokakta gece gündüz güvenle oyun oynardık. Tıpki senin sahalarda top oynadığın gibi. Her hafta sonu ailecek korulara, piknik alanlarına giderdik.
Fark etmişsindir, ben oldum olası biraz saftım paşam. Zannettim ki bu topraklar hepimizin. Yıllar önce bu ülkeden bütün düşmanları Atatürk kovdu sandım paşam. Kolayca aldattılar beni. Neden bilmem negatif ortamları sevmedim paşam. Siyaset bana hep kötü geldi. “Kavgaya, bağrışmaya, bu gürültülere ne gerek var, neyi paylaşamıyoruz?” dedim. Kenara çekildim. İçimdeki sakinliği dinledim.
Ben milli içeceğimiz ayranın verdiği rehavetle kendi halimde yaşamaya devam ederken, o ara İstanbul’u sen almışsın paşam; onu fark edemedim affet beni. Ben hala hepimizin sanıyordum paşam. Dedim ya çok safım affet beni.
Sonra diğer şehirler de seninmiş. Aslına bakarsan ne yalan söyleyeyim, alnının teriyle aldın sen onları. Bunca yıldır gece gündüz demedin uğraştın. Ben keyif yaparken sen çalıştın. Her emek takdire şayandır. Azmin zaferisin. Teşekkür ederim verdiğin emeklerin için paşam. Örnek adamsın.
Ama İstanbul, bu ülke çok güzel be paşam. Taşı, toprağı altın diyorlar ya hani hep. İşte öyle güzel. Öyle müthiş. Öyle değerli. Gönlüm değersiz bir taş yapı haline dönüşüp tek bir kişiye ait olmasına razı olmadı paşam.
Gezi parkında bir kaç ağaç vardı ya paşam. O ağaçları yıkacaklarını duydum. Söylemesi ayıp ben oldukça duygusalım paşam. Ne olduysa ondan oldu. İçimdeki sakinliği daha fazla koruyamadım. Meğer o ağaçlar seninmiş paşam affet beni. Ben hepimiz o ağaçlar altında ortak bir nefes alıyoruz sandım. Çapulculuk ettim paşam affet beni.
Senin malını alıp, bütün kardeşlerimle paylaşmak istedim paşam affet beni…