Bazılarımız evlenme hayali kurarken bazılarımız ise korkar evlilikten. Öncelikle baştan belirteyim niyetim evlilik propogandası yapmak falan değil. Hatta birileri bu yazıdan sonra bekarlığın faydaları üzerine uzunca bir yazı bile yazabilir.
Bir süreliğine evlilik kavramını bir kenara bırakalım. Elimizde iki ayrı duygu var: Hayal ve Korku.
Bu kelimelerin sözlükteki açıklamalarına bakarsak: Korku, bir tehlike veya tehlike düşüncesi karşısında uyanan kaygı duygusu. Hayal etmek ise gerçekleşmesi istenen, özlenen şeyi düşünmek. Yani, hayal zihinde tasarlanan, canlandırılan ve gerçekleşmesi özlenen şey.
Bu güne kadar korku ve hayal; öykü, roman gibi pek çok edebiyat yazınına konu ya da araç olmuştur. Kişisel eğitim kitaplarının değindiği en önemli iki kavramdır aynı zamanda. Bu eğitim kitaplarının çoğu; korkunun hayatta en aza indirmemiz gereken duygu olup, hayalin ise başarıya ulaşma yolunda başlamamız gereken ilk adım olduğunu söyler. Bir iskandinav atasözünde bile geçer “Az kork, çok umut et…”, diye…
Gerçekten de bir eylem sonucunda hayalimizi gerçekleştirdiğimizde kendimizi başarıya ulaşmış hissederken, korktuğumuz başımıza geldiğinde ise kendimizi çaresiz hissederiz. Başarılı olduğumuzda kendimize ve etrafımıza mutluluk saçar, çaresiz kaldığımızda ise aksi, huysuz ve sinirli biri olup çıkarız.
Korku, aslında geçmişte yaşadığımız duygular sonucu, ya da etrafımızda gördüklerimizle şekillenen bir duygudur. Varlığını bilmediğimiz bir şeyden korkmayız. Evlilikten korkulmasının pek çok nedeni olabilir. Bu bambaşka bir yazı konusudur bence. Evlilik, iki insanın hayatını birleştirmesi olduğuna göre, evlilik aslında bir sonuçtur. Sürmekte olan bir flört ilişkisinin sonuçlanmasıdır yani. Ya da görücü usulüyle tanıştırıldığınız biriyle evlenmeyi kabullenmenin sonucudur. Normalde kişinin korku ve hayalleri sadece kendi yaşamını şekillendirirken, evlilik söz konusu olduğunda, her iki tarafın bu duygularının evliliğin yaşamasında belirleyici rolü vardır.
Her ne kadar evlilik, sevgi temeline dayanıyor olsa da korku sevginin baş düşmanıdır. Üstelik sevginiz için yapacağınız eylemlerden sizi alıkoyabilecek kadar güçlüdür üstelik. Gün gelir sevdiğimizi söylemekten bile korkarız, sanki sevmek korkunç bir şeymiş gibi. Oturup evlilik hayali kurun demiyorum tabi ki; ama, hiçbir şeyden korkmayın. Hele ki sevmekten. Sonu evlilik olsa bile!
Korku ile ilgili en güzel sözü F. D. Roosevelt söylemiş: “Korkacağımız tek şey korku olmalıdır.”
Ben de soruyorum o zaman şimdi: “Kim korkar evlilikten?”
Bizim Avrupa / 17 Nisan 2006